Özel Gereksinimli Bireyleri Gelişim Dönemleri

Her çocuk kendi hızında ilerler. Bizler eğitimciler ve çocuğunu yetiştirirken bilinçli hareket eden ebeveynler olarak her daim bu ilkeyi temel alırız. Özel gereksinimi olan ya da olmayan her çocuğun gelişimi, bu gelişimin hızı ve düzeyi birbirinden farklıdır. Bu dönemlerin her biri kendisine özgü özellikler ve ihtiyaçları içerir.

Özel Gereksinimli bireylerin Gelişim Dönemleri

Her çocuk kendi hızında ilerler. Bizler eğitimciler ve çocuğunu yetiştirirken bilinçli hareket eden ebeveynler olarak her daim bu ilkeyi temel alırız. Özel gereksinimi olan ya da olmayan her çocuğun gelişimi, bu gelişimin hızı ve düzeyi birbirinden farklıdır. Bu dönemlerin her biri kendisine özgü özellikler ve ihtiyaçları içerir. Bunları daha detaylı ele almak gerekirse genel anlamda üç ana başlık altında toplayabiliriz:

1) Bebeklik ve Erken Çocukluk dönemi: Bu dönemde çocuk yeni doğan her bireyin ihtiyaç duyduğu fizyolojik ihtiyaçlara gereksinim duyar. Beslenme, barınma, sevgi ihtiyacının yanı sıra çocuklarda sağlık durumlarının takibi, ilaç kontrolü, içinde bulunduğu özel gereksinim grubunun getirdiği diğer ihtiyaçlar da bunlara eklenir. Bu dönemde her çocuk ilgi ve şefkate muhtaçtır. Özel gereksinimli bireylerde ise bu ihtiyaç ne kadar fazla karşılanırsa ilerleyen dönemlerde çocuğun bu konuyla ilgili problem yaşama ihtimali de azalır. Unutmamalıyız ki toplumsal kabulün ilk şartı bizim küçük toplumumuz olan aile içi kabulden geçer. Bu dönemdeki çocukların özelliklerini düşündüğümüzde ise akranları gibi bazen ağlayabilen, bol bol oyun ve ilgi isteyen çocuklar olduğu söylenebilir. Bu dönemde özel gereksinimli bireyler gelişim olarak farklı seyir gösterebileceği için akranlarından farklı özellikler de gösterebilir. Ağlama nöbetleri ve öfke nöbetlerinin kaynağı ise genellikle anlaşılamadığı için yaşadığı öfkeyi dışarıya yansıtma durumudur.

2) Ergenlik Dönemi: Ergenlik dönemine giren özel gereksinimli birey tıpkı normal gelişim gösteren akranları gibi bazı ihtiyaçları bu gelişim dönemine uygun yaşar. Cinsel gelişim, karşı cinse ilgi ve alaka, dış görünüşe önem verme, fiziksel değişimlerin getirdiği duygu değişimleri bunlara örnek verilebilir. Buna ek olarak bu bireylerin normal gelişim düzeyindeki akranlarında farklı olarak toplumsal kabulün sağlanmaması durumunda benlik algısı, öz saygı, kendini kabul noktalarında bireysel farklılıklar gözlemlenebilir. Bu durumlarda aileler gerekli yerlerden psikolojik destek ve ebeveynlik danışmanlığı almaktan çekinmemelidir.

3) Yetişkinlik ve Yaşlılık: Bu dönemler diğerlerine göre artık daha durgun, bireyin kendisini ve farklılık durumunu kabul ettiği, buna göre hayatında belirli bir rutin ve sosyal çevre oluşturmasının da etkisiyle sakin geçen dönemlerdir. Her normal bireyin yaşadığı dönemsel krizleri özel gereksinimli bireyler de yaşayabilir. Örneğin kendisiyle akran olan birlikte büyüdüğü bir akadaşının evlenip aile kurduğunu gördüğünde kendisi neden bunu yapamayacağını sorgulayabilir. Yine bu dönemlerde psikolojik destek ve eilenin kendi içerisindeki desteği önemlidir. Yaşlılık dönemi ise sosyal çevrenin büyük önem kazandığı, gelişimin ise durmamakla birlikte yavaşladığı bir dönemdir. Kişi artık genel anlamda mutlu olduğu aktiviteleri yapmalı ve bunlara yönlendirilmelidir.

Tüm bu dönemlerin ortak özelliği özel gereksinimliği bireyim kabulüyle birlikte daha kolay ve aşılabilir olmasıdır. Aile olarak çocuğun özel gereksinimi kabullenmesi zor bir durum olsa da eğer tanılanmışsa ve böyle bir durum artık var ise ailelerin yapabileceği en sağlıklı şey ‘artık ne yapabilirim?’ kısmına yönelmektir. Aile toplumun aynasıdır. O yüzden siz çocuğunuza nasıl davranılmasını istiyorsanız ona o şekilde yaklaşmalısınız.